
Şair ve yazar. 1 Eylül 1936, Mersin doğumlu. Çevirmen Ülker İnce ile evlidir. Mersin Kayatepe ilkokulu (1948), Mersin Lisesi (1955) ve Gazi Eğitim Enstitüsü Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü (1960) mezunu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki öğrenimini tamamlayamadı. Sandıklı, Çine, Aydın ve Muğla’da Fransızca öğretmenliği yaptı (1960-68). Bu arada Fransa’da bir yıl kaldı, Paris Üniversitesinde (Sorbonne) Fransızca öğretmenliği ve fonetik enstitülerinden sertifika aldı (1965-66). Yurda dönünce Aydın ve Muğla liselerinde Fransızca öğretmenliğini sürdürdü, bir süre sonra bu görevinden ayrıldı. 1969’da TRT’ye girerek Dış Haberler Müdürlüğünde çevirmen (1969), Ankara Televizyonunda metin yazarı (1970), öndenetim şube müdürlüğü, genel müdür müşavirliği, TRT Televizyon Daire Başkanlığı program ve yayın planlama müdürlüğü, eğitim uzmanı (1970-82) olarak görev yaptı. Bu kurumdan 1982’de emekli oldu. Fransız hükümetinin burslusu olarak 1983 ve 1986 yıllarında Paris’te yaşadı. 1989’da Ankara’dan ayrılarak İstanbul’a yerleşti. 1990-96 arasında Can Yayınlarında, 1996-99 arasında Telos Yayınlarında editörlük görevleri üstlendi. 2002’den itibaren Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapmaya başladı.
İlk şiiri 1954’te Adana’da Yağmur dergisinde çıkmıştı. Sonraki yıllarda şiir, çeviri ve denemelerini Kaynak, Türk Sanatı, Değişim, Pazar Postası, a, Dost, Şiir Sanatı, Papirüs, Soyut, Türkiye Yazıları, Milliyet Sanat, Yeni Ufuklar, Salkım, Türk Dili, Yeni Düşün, Adam Sanat, Gösteri ve Varlık dergileri ile Dünya ve Güneş gazetelerinde yayımladı. Şiirlerinin yanı sıra Yunan ve Fransız edebiyatından yaptığı şiir ve şiir kuramı üzerine yazı çevirileriyle tanındı. Şiirlerinde İkinci Yeni akımının getirdiği olanakları değerlendirerek öznelle nesnelin uyumunu gözeten toplumcu bir şiir geliştirdiği kabul edildi. Metin Cengiz’in değerlendirmesiyle, “Özdemir İnce’de dil, birçok şairdeki gibi planın bir parçası değil, kendisidir. Coşkusu da, yaşama sevgisi ve sevinci de, hüznü de dilin sanki kendiliğinden ritmi haline gelmiştir. (...) İnce, şiiriyle ülkemizde kendine özgü bir ada oluşturmuş, yerini sağlama almıştır.” Yazılarında da, Türkiye’de Cumhuriyet döneminde yapılması gereken, ama kismen ihmal edilen edebiyat kuramını ve şiirin sorunlarını ele aldı. Denemelerinde, somutlanan düşünce adamı kimliğiyle, kültür, estetik ve edebiyat sorunlarına olduğu kadar, dünya sorunlarına, toplumun içinde bulunduğu durumlara da el attı. (Ergin Koparan). Son yıllarda siyaset, edebiyat ve estetik sorunlarını irdeleyen yazılarında toplumsal ve kültürel değişimin izlerini yakalamaya çalıştı; özellikle “moda kavramlar”a ve “yükselen değerler”e ironik bir dille eleştiriler getirdi.