
Buluşundan bu yana oldukça fonksiyonel ve işlevsel hale gelen bilgisayarın ilk buluşu bazı kaynaklardan tarafından basit hesap makinesi olan boncuk dizini abaküs olarak kabul edilir. Ancak ilk bulunduğu zamanlar ve bu alanda yapılan çalışmaları göz önünde bulundurduğunuzda gerçek anlamda bilgisayarın şu anki hali, önemli yol kat edildiğinin kanıtı olarak gösterilebilir. Bilgisayarın tarihi yaklaşık 2000 yıl öncesine dayanmaktadır.
Bilgisayar Nasıl Bulunmuştur?
Düşünen bir makine olarak akla gelen bilgisayar, ilk defa İngiliz matematikçisi Charles Babbage’nin aklına gelmiştir. 1791 yılında doğmuş ve 1871 yılında ise hayatını kaybetmiş olan İngiliz matematikçisi bilgisayarın bugünkü haline ulaşabilmesi için sürdürülen zinciri oluşturan ilk isimdir. Babbage tarafından yürütülen çalışmalarda farklar makinesi olarak icat edilen cihaz olumsuz sonuçlanarak çalışmamıştır. Bundan dolayı birçok kaynakta çalışmasının başarısız olması sebebi ile Charles Babbage’den bahsedilmemektedir. Bununla birlikte Charles Babbage’den önce 1642 yılında Blaise Pascal tarafından kaba tuşları olan tuşlara basınca sayıları ekrana yazan sadece direkt olarak sayı girişi yapan bir buluş ortaya çıkmıştır. Fakat bu buluşun herhangi bir fonksiyonu bulunmuyordu birçok kaynakta farklı anlatılsa da, sayılar ile toplama çıkarma yapılamıyordu.
Çalışmalar sonucunda ticari anlamda değerlendirilebilen ve kullanılabilen ilk mekanik hesap makinesi 1820 yılında Charles Xavier Thomas tarafından yapılmıştır. Bu çalışmadan esinlenerek o dönemlerde birçok çalışma yürütülse de, birkaç sene kullanılan Thomas’ın buluşundan sonra tekrardan Charles Babbage tarafından 1823 yılında çalışan buharlı hesap makinesi yapılmıştır.
Bilgisayarlı buluş olarak o dönemlerde kabul edilen bu buluşlardan sonra, 1890 yılında Hermaan Hollerith tarafından yapılan buluş, gerçek anlamda delikli kart sistemi ile kullanıcı tarafından veri girişi yapılabilen bir bilgisayardı. Bu sistemin çalışma mantığı konusunda o dönemde belli başlı iyileştirmeler yapıldı ve işlemci hızının arttırılması ile ilgili çalışmalar sürdürüldü.
Fakat baştan beri birçok çalışmanın üzerine koyarak bu çalışmaları geliştiren kişilerin yanı sıra, Howard Hathaway Aiken 1937 yılında Mark 1 olarak adlandırdığı yarı elektronik devrelere sahip, önceki buluşlara hiçte benzemeyen bir cihazı icat etti. Mark 1 olarak bilinen döneme damgasını vuran bilgisayar ise, tam otomatik çalışıyor, yavaş olmasına rağmen en uzun işlemleri çözebiliyordu.
1946 yılının başlarında Amerika Birleşik Devletleri’ne bağlı olan Savunma Bakanlığı bir takım hesaplar için çalışmaktaydı. O dönemde yapılan buluşlar ile alakalı tahminlerin arasında ise, bilgisayar olarak adlandırılan bu buluşun günümüzde bu kadar önem kazanacağı ve yaygınlaşacağı ile alakalı bir düşünce yoktu. O dönemde henüz bilgisayar kelimesinin İngilizce karşılığı Computer bile değildi. Bilgisayar olarak sunulan ve genel olarak o kavram ile bilinen makine o kadar çok bozuluyordu ki, gerçek anlamda o zamanlar tam anlamı ile baş ağrıtıyordu. Devrede kullanılan transistörler yapılan işlemlerden dolayı ve belkide elektriğe dayanamadığından dolayı aşırı ısınıyor yanıyordu.
IBM 700 Serisi : Bir süre sonra IBM 700 Serisi olarak tanınan makinelerde 1950’den sonra vakumlu tüpler kullanılmaya başladı. IBM buluşu olan Univac ve IBM 700 serisi makineler vakum tüpler kullanılarak tasarlanmıştı. Fakat vakum tüpleri oldukça fazla enerji harcıyordu, bundan dolayı bilgisayarın ısınmasına ve sürekli olarak arızalanmasına sebep oluyordu.
PHILCO TRANSAC S-200 IBM 1401 : Temel olarak transistörlerin kullanılmaya başlandığı yıl 1947 yıllarıdır. Vakum tüplere göre daha az enerji harcayan ve yer kaplayan transistörler, fazla ısınmayan elektronik devre elemanı olarak keşfedilmiştir. Transistörlerin keşfedilmesi ile birlikte bilgisayar ve teknoloji dünyasında önemli adımlar atılmaya başlandı. Bilgisayarın buluşu ile birlikte gelen arızalanma sorunları bir nebze çözümlenebildi. Philco Transac S-200 IBM 1401 olarak bilinen bilgisayar, o dönemde üretilen ilk transistörlerin kullanıldığı bilgisayardır.
IBM transistörlerin keşfedilmesi ile birlikte 1960’dan sonralar entegre devre üretiminde binlerde transistör kullanmıştır. Transistörlerin bilgisayar dünyasına en büyük katkısı ise, vakumlu tüplerden vazgeçilmesinden sonra bilgisayarların küçülmesini sağlamasıydı. Aynı zamanda işlemci hızına da önemli derecede katkıda bulunuyordu.
APPLE, 1977 tarafından iki üniversite öğrencisi tarafından bir evin garajında ürettiği bilgisayar ile ortaya çıkmıştır. Fakat o dönemde Apple tarafından üretilen bilgisayarda klavye ve monitör bulunmuyordu. Bu buluştan sonra kişisel bilgisayar dönemi başlamıştır. İlk popüler olarak grafiksel işletim sistemi 1984 yılında Macintosh buluşu ile piyasaya sürülmüştür. Dönemine damga vuran ve gözle görülebilir bir değişikliğe de ev sahipliği yapan Macintosh bilgisayara, Microsoft tarafından sözlük ve elektronik tablo programı yazıldı.
IBM bütün bu gelişmeleri takip ederken bir yandan da işe koyulmuştu. 1983 yıllarının bahar aylarında şirket, içinde sabit disk bulunan ilk kişisel bilgisayarı tanıttı. 10 Megabayt’lık saklama imkanı sunan PC/XT olarak adlandırılan bu bilgisayar, döneminde en çok tercih edilen bilgisayar oldu. 1990 yılında mayıs ayında ise Windows 3.0 piyasaya sürülmüştür. Geçmişten günümüze değişmeye ve gelişmeye devam eden teknoloji günümüzde de gelişmeye devam etmektedir.