Ateroskleroz , genellikle ileri yaştaki kişileri etkileyen ,çok uzun yıllar boyunca yavaş yavaş ilerleyen ve sonuçta kan damarları üzerinde yaptığı fonksiyon bozukluklarıyla belirtilere yol açan , damar yapılarının fonksiyonlarını ortadan kaldıran bir hastalıktır.
Hastalığın gelişimi her ne kadar sinsi olsa da aterosklerotik plakların hücresel yapılarının diğer damar hastalıklarına nazaran farklı olması ve tıkanma riskinin plakta ön planda bulunan hücre tiplerinden belirlenmesinin keşfedilmesi , damar sertliği hastalığının tıbbi tedaviye verdiği cevabı tedavi edilebilir bir süreç haline getirmiştir.
Nasıl oluşur ?
Ateroskleroz , başlıca elastik damarların iç tabakasını etkileyen bir süreçtir. Genellikle kalbi besleyen koroner damarları , şah damarını , beyne giden damarları ve böbrek damarlarını tutar.
Anne karnında başlayan bir süreç olan ateroskleroz yıllar içinde sinsi olarak gelişir.Histolojik olarak en erken lezyon , yağlı çizgi “fatty streak” olarak bilinen yağ taneciği yüklü makrofaj hücrelerinin ve akyuvarların kan damarı içindeki birikimidir.
Yaşamın ilk yıllarında herhangi bir semptom vermeyen ve tıkanıklığa sebep olmayan lezyonlar 20’li yaşlarda aort’da ,30’lu yaşlarda kalbin beslenmesinden sorumlu olan koroner damarlarda , erkekte 45 kadında 55’li yaşlardan sonra beyni besleyen küçük damarlarda görülmeye başlar.
Oluşan lezyon zaman geçtikçe şişer ve plak zarına uygulanan basıncı artırır , belli bir zaman sonra oldukça fazla gerilen zar artan basınçtan dolayı yırtılır ve plak içerisindeki oluşmuş pıhtılar kan dolaşımına katılır.
Kan dolaşımına tamamen yabancı olan bu pıhtısal yapılar özellikle çapı diğer damarlara göre oldukça dar olan koroner damarları tıkar.Kalbin beslenmesine engel olan pıhtılar kalbin kasılıp gevşeme fonksiyonunun büyük bir kısmını engelleyerek kalp krizine neden olur.
5 Risk Faktörü
1- Yaş : Erkekte 45 , kadında 55 yaş ve üstü
2- Hipertansiyon : Sürekli basıncın yüksek olması damar fonksiyonunu bozarak ateroskleroza zemin hazırlar.
3-Sigara Kullanmak
4- Düşük HDL Kolesterol : Kolesterolün 4 tipinden biri olan HDL , zararlı kolesterollerin karşıtı olduğu için bu kolesterol tipinin düşük olması ateroskleroz için önemli bir risk faktörüdür. (Erkeklerde 40 , kadınlarda 50’den düşük HDL kolesterol)
5- Aile Öyküsü : Erkek akrabalarda 55 yaşından önce , kadınlarda ise 65 yaşından önce aterosklerotik hastalık görülmesi birey için risk faktörüdür ve ailesel damar hastalığı varlığını ifade eder.
Bu risk faktörleri her ne kadar çoğu hastalığın ortak noktaları olsada önlenebilir ve değiştirilebilir olmaları hastalığın tedavisi büyük avantajdır.
HDL Kolesterolü yükseltmek , sigarayı bırakmak ve yüksek tansiyonu tedavi etmek risk faktörlerini oldukça minimum seviyeye taşır.
Bu risk faktörlerinin yanında , var olması damar sertliğine yol açabilecek olan nedenler ise ;
1-Diyabet : Damar geçirgenliğini ve fonksiyonlarını bozar.
2-Egzersiz Yoksunluğu
3-Aşırı kilolu veya obez olmak : Vücuttaki kötü (LDL) kolesterol düzeyini artırır.
Tanısı nasıl konur ?
Damar sertliği, kendisini sadece semptomlarla gösterir ancak bu semptomlar genellikle hayati tehlike barındıran kalp krizi , inme , akciğer embolisi gibi akut müdahale gerektiren son derece riskli hastalıklardır.
Genellikle bu tür hastalıklara erken müdahale sırasında yapılan görüntüleme yöntemleriyle tanı alır.
Ayrıca risk faktörlerinde belirtilen “aile öyküsü” varlığında doktorunuza başvurmanız halinde gerekli tetkikler yapılarak kolaylıkla tanı koyulabilir.
Özellikle toplumumuzda yaygın olarak görülen ve ölümcül nedenlerle seyredebilen damar sertliği hastalığını engelleyebilemek için risk faktörlerini taşıyan bireylerin düzenli olarak sağlık kuruluşları tarafından takip edilmeleri gerekmektedir.
Uygulanan tetkikler :
Anjiografi
Efor Testi
Bilgisayarlı Tomografi
Damar Sintigrafisi
Doppler USG